Otomotiv Girişimcisinin Yeni Yüzü: Bill Gates ve Alphan Manas

Eskiden otomotiv sektörüne sadece otomobil firmaları yatırım yapardı. Artık değil: Microsoftʼun sahibi Bill Gates, Detroit merkezli Ecomotors isimli mühendislik firmasına 23.5 milyon dolar bedel ödeyerek ortak oldu. Benzer bir şekilde Brightwell Holdingʼin Türk sahibi Alphan Manas isimli girişimci, Fransız elektrikli araç üreticisi Tilterʼı satın aldı. Acaba sektörün çıkış noktası otomotivin içinden gelmeyen ve farklı bakış açılarına sahip yatırımcılarda olabilir mi?

Kurmuş olduğu Microsoft, windows ve bunlara bağlantılı tüm teknolojilerden hiç hoşlanmasam ve elimden geldiğince kullanmasam da Bill Gates bizim neslimizin gördüğü en büyük girişimcilerden biri. Gatesʼin 35 yıl önce başlayan ticari serüveni onu dünyanın en varlıklı insanlarından biri haline getirmişse öngörülerine dikkat etmek gerekir. Hele bir de otomotiv sektörüne ilgi göstermeye başladı ise bu durum bizler açısından olaya daha da ilginç ve meraklı bir boyut katar; öyle ya, Bill Gatesʼin otomotivde ne işi olabilir?
Fikir yürütmeden önce biraz inceleyelim: Gatesʼin ortak olduğu Ecomotors, yaratıcı teknolojiler kullanarak bildiğimiz içten yanmalı motorları daha verimli hale getirebileceğini iddia eden bir mühendislik ve tasarım firması. Amerikaʼda otomotiv sektörünün kalbi sayılan Detroitʼte bulunan kuruluş sadece 2 yaşında, ancak Amerikaʼda doğa dostu teknolojiler alanında bir çok ödül almış.
Ecomotorsʼun üzerine yoğunlaştığı iki teknoloji var: İlki turbo şarj (yani egzost gazından hareket alan kompresör) ünitesini diğer bir elektrik motorundan hareket alan kompresör ünitesi ile beraber çalıştırarak çok ileri bir aşırı besleme sistemi ile birim motor hacminden daha fazla güç üretmek. İkincisi ve asıl önemli alan ise iki zamanlı, yani pistonun dört yerine iki tur hareketi ile tamamlanan çalışma çevrimine sahip motorlar. Aslında otomotiv sektörüne yeni olmayan bu tip motorlar bugüne kadar küçük hacimli motorsiklerlerde, benzinle çalışan testere makinalarında ve kimi büyük trenlerde kullanıldı ama hiç bir zaman yüksek adetli üretime geçemedi.
Ecomotors en geç üç yıl içinde OPOC ismini verdiği yeni motorunu üretmiş olmayı planlıyor. OPOC: Opposed Piston Opposed Cylinder (karşılıklı piston ve silindirler) kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor ve adından da anlaşılacağı gibi piston ve silindirleri alışılmış düzenin aksine birbirine bakacak (boxer motor tasarımına benzer) şekilde tasarlanmış. Ecomotorsʼun iddiası bu tasarımın iki zamanlı olmasının da yardımıyla, küçük motor hacimlerinden büyük motor güçleri elde edilebileceği ve daha az atık gaz salınımı olacağı yolunda. Özetlemek gerekirse bu firmanın yatırım yaptığı her iki teknoloji benzinli motorun verimini büyük ölçüde artırmaya yönelik.
Tamamen farklı bir teknoloji alanı olmasına rağmen hiç kuşkusuz son derece yetkin bir mühendis/ danışman ekibine sahip olan Bill Gatesʼin bu tür bir yatırıma 23.5 milyon dolar para yatırmış olması teknik açıdan ortaya atılan iddiaların tutarlı, ya da en azından umut vadeden bir içerikte olduğunu düşündürüyor.

Manasʼın Elektrikli Aracı

Türkiyeʼde İddaa, OGS, bilyoner.com ve IDO deniz taksi gibi girişimleriyle tanınan Alphan Manas aynı zamanda Türk Fütüristler derneğinin kurucusu ve yönetim kurulu üyesi. Yaptığı bir çok girişimi kısa sürede çalışır hale getirip, para kazandırıp sonra da satmasıyla tanınan bu ilginç karakter son yıllarda Murat Günakʼın Türkiyeʼde üretmek istediği elektrikli araç projesi ile ilgilenmiş, daha sonra yine iflas süreci yaşayan Fransız elektrikli araç üreticisi Heuliezʼi satın alma girişiminde bulunmuş ama her iki proje de sonuca ulaşmamıştı.
Geçtiğimiz günlerde bir basın açıklaması ile bu proje için biraraya gelen Brightwell Holding, Orhan Holding ve ve B-Plas firmalarının, yine Fransız kaynaklı bir mühendislik firması Tilterʼin %80ʻini satın aldığını açıklayan Manas, 2011 yılı sonunda başlayacak olan üretimi Bursa Gemlikʼte bulunan tesislerinde yapacağını duyurdu.
Şu an oldukça popüler olan ve elektrikli motoru benzinli motorla beraber kullanan Hibrid araçların aksine sadece elektrikle çalışan Tilter iki kişilik bir tasarıma sahip. Tilter klasik tanımıyla bir otomobilden çok ʻkişisel bir ulaşım aracıʼ olarak tanımlanabilir. Teknolojik detayına bu yazıda fazla girmeyeceğiz ama bu projenin teknolojisinden çok bir iş modeli olarak oldukça yenilikçi bir boyutu var: Alphan Manasʼın Habertürk gazetesinden Hakan Özenenʼe verdiği bilgilere bakılırsa araç 8,000 Euro fiyata satılacak, ancak bu fiyata aracın bataryası dahil olmayacak. Aracın kullanıcıları kullandıkları kilometre ya da harcadıkları enerji birimi başına ayrı bir ücret ödeyecekler.

 

Çözüm Yeni Otomotivcilerʼde mi?
Bill Gates ya da Alphan Manas; dünün girişimcileri, bugünün otomotivcileri. Yoksa değil mi? Yoksa onlar hala sadece girişimci mi?
Yıllardır yeni bir markanın ya da ismin girmediği, varolan markaların da ortalama 50 yıllık geçmişlere sahip olduğu bu sektörde yeni ve tecrübesiz oyuncuların şansı ne olabilir?
Çok olabilir: 100ʼer yıllık markalar (örn: GM, Chrysler) iflas ediyor, yeni liderler (örn: Toyota) olmadık sorunlarla uğraşıyor, varolan markaların hiçbirisi gerçek anlamda yenilikçi teknolojiler üretemiyorlarsa yeni oyuncuların şanslarını denemeleri son derece doğal. Otomotiv sektöründe neredeyse son 40 yıldır ortalama 100 beygir gücünde, 4-5 kişiyi bagajıyla beraber taşıyabilen ürünler kullanıyoruz. Teknolojik açıdan bir çok iyileştirme yapıldı ama ciddi anlamda bir yenilik ya da buluşun en son ne zaman yapıldığını hatırlayan var mı?
Gerçek şu ki Otomotiv sektörü öncelikle kendi ağırlığının, bir miktar da global değişimlerin baskısı altında eziliyor. Sektör hem teknolojik gelişim açısından, hem de ekonomik açıdan tıkandı. Bir ticaret modeli olarak otomotiv sektörünü akıllı bir yatırım alanı olarak değerlendiren girişimci neredeyse kalmadı. Sektöre yeni girişler ancak Güney Kore örneğinde olduğu gibi Devlet desteğini arkasına alan markalardan ya da Çin gibi düşük maliyet silahını kullanan markalardan geliyor. İster üretici, ister bayi, isterse tedarikçi olsun sektör oyuncularının da kar marjları (eğer kaldıysa) hızla eriyor; bugünkü tanımıyla otomotivde ayakta kalmak her geçen gün zorlaşıyor.
Bu koşullar altında sektörün içinden gelmeyen ve taze bakış açılarına sahip, hiç bir önyargısı olmayan birey ve kurum kültürlerine ihtiyacımız olduğu kesin. Hangi önyargılar mı? Birkaç tane hemen sayalım: “Araba 4 kişilik olur”, “Sağlamlık çelik malzeme kullanımıyla sağlanır”, “Her marka ayrı bayilerde satılır”, “X Markaʼnın servisinde sadece o markaya ait araçlara servis verilir” vs vs…
Burada dikkate almamız gereken nokta şu: Otomotiv sektörü yüz yılı aşkın bir süre içinde ciddi bir öğrenme süreci yaşadı ve kendini belli bir noktaya kadar getirdi. Ancak gelinen noktada en güçlü oyuncular bile ekonomik açıdan riskli hale geldilerse, iş modelini büyük ölçüde değiştirme becerisine sahip yeni oyuncuların sahneye çıkmaları çok doğal. Bu oyuncular şimdilik teknolojik boyutlarda kendilerini göstermeye başladılar ancak çok yakında sektörümüzün ekonomik boyutu ile ilgili olarak da benzer çözümler üreten girişimciler ortaya çıkacaktır.
Dünyanın en büyük servetlerinden birine sahip olan Bill Gates, %50 verim artışı sağlayacağını iddia eden bir motor tasarım şirketine ortak oluyorsa bir bildiği olmalı. Belki de son 50 yıldır sorgulanmayan motor tasarımında büyük farklar yaratabilecek yeni teknolojiler geliştirilmiş, ya da varolan teknolojileri daha önce aklımıza gelmeyen bir şekilde kullanmanın farklı bir yöntemi bulunmuş olabilir.
Bir çok fikri başarıyla hayata geçirebilen bir girişimci olan Alphan Manas 2 kişilik elektrikli otomobil üreteceğim diye ortaya çıkıyorsa, sürekli geleneksel bakış açısı ile baktığımız için görülemeyen birşeyler görmüş olabilir. Belki de kişisel kullanım alışkanlıklarımızı incelemiş, araçları zaten çoğunlukla tek ya da iki kişi kullandığımız farketmiş ve buna yönelik makul fiyatlı bir tasarım yapılabileceğini hayal etmiş olabilir.
Ya da batarya teknolojisinde yakın zamanda dramatik bir iyileşme olmayacağının farkına varmış ve asıl çözümün daha küçük, hafif ve basit ulaşım araçları (otomobil değil – ulaşım araçları) tasarlamaktan geçtiğini farketmiş olabilir.
Bu senaryolar ve bunlarla beraber geliştirebileceğimiz onlarca farklı fikir var. Bunların hepsi hayal de olabilir gerçek de; önemli olan bu yeni ve yaratıcı yaklaşımların artık konuşuluyor ve değerlendiriliyor olması. Otomotiv sektörü de, her sanayi gibi, değişime ve gelişime muhtaç.
Sektörümüze yön verecek olanların hepsi tabandan yetişme otomotivci olacak diye bir kural yok. Gates, Manas ve hatta otomotivde varolmak isteyen tüm vizyoner beyinlere “sektörümüze buyrun, siz de birşeyler yapın; çünkü biz tek başımıza işin içinden çıkamadık” demenin zamanı geldi.
Sevgi ve saygılarımla
Yazının satış tablolarını da içeren pdf versiyonuna erişmek için lütfen tıklayın.
--- Yalçın Arsan'ın şahsi web sitesi, tüm hakları saklıdır © 2002 - 2024 --- Kurumsal web sitesi Arsan Danışmanlık